12 Ekim 2013 Cumartesi
Oğlum..
Oğlum.. Kalbimdeki derin sızım, gözümdeki bir damla yaşım. Sevdiğim, çok sevdiğim. İlk gözağrım. Kelimelere sığdıramadığım. İlk korkum, ilk heyecanım. Kolay kolay canlı gerçekleşemeyecek bir doğumdan sağsalim kurtulabilmiştik. Ama sonrası.. Tam bir ızdırap. Heryerde ağrı, heryerde acı. Sürekli ama sürekli gözyaşı. Anne olmayı çok istedim ben. Ama o doğumdan sonra keşke dedim sürekli içim yana yana. Oğlumu sevemedim kana kana. İlk kokularını içime çekemedim doya doya. O yüzden hep bi yanım ezik, bi yanım hep eksik oğluma karşı. Kuzum benim. Minicik masum kuzum. Ninni söyleyemedim ona. Söyleyemedikçe ağladım, ağladıkça istemedim anne olmayı. Her doktorun oğlunuzun herhangi bir sağlık problemi var mı demesine usanmadan defalarca şükürler olsun dedim. Aylarca ya ölseydi, ya ölseydi ya ölseydi demekten aklım beynim bıktı dilim bıkmadı. Hemen ilk bakışta anne olamadım ben. Bütün dünyam allak bullaktı çünkü. Sürekli kaçmak istedim. Heryerden, herkesten. Minicik kuzumdan bile. Odamın sarı gece lambasına baka baka, ağlaya ağlaya, yavrumun yüzü yaş dola dola anne olmaya çalıştım ben. O gecelerden birinde oğlumla gözgöze geldik. Büktü minicik süt kokan dudağını, başladı oda ağlamaya. Bağrıma bastığım anda yavrumu, o zaman anne oldum ben. O zaman ninni söyleyerek başladım onu sakinleştirmeye. O zaman aradığım tokatı yedim yüzüme ve kendime anca gelebildim. Nasıl kıyarım miniciğime. Hiçbir günahı yokken yavrumun nasıl annelik yapmam ona. Nasıl kirli kalabilirim hala. Tevbe kapıları her an açık değil miydi? Affolurdum elbet bende. O kadar acı çektikten sonra hele. Yavrum o kadar saate dayanmışken ben niye su koyvermiştim. Bütün günahlarım perde perde serildi önüme. Hadi kızım dedim fırsat bu fırsat ağla ağlayabildiğin kadar. Tüm günahlarına ağla. Ertelediklerine, gelecekteki hatalarına.. Ağla doyasıya.. Ama gül artık süt kokuluna. Gül minik meleğine. Yıllarca hasretini çektiğin kuzun bak artık kollarında. Sana muhtaç, sana hasret, sana aciz.. Yapma etme. Annesin sen. Anne olamadım deyip durma artık. Aslanlar gibi annesin. Buna mecbursun. Elindeki oyuncak değil, bir emanet. Koru, kolla hadi onu. Sımsıkı sarıl. Kocaman kocaman kucakla. Sev, sevebildiğin kadar. Rengi kararmaya yüz tutmuş bu dünyaya, güzel ve sevgi dolu bir yürek yetiştir. Oğlum.. 4 yaşında, annesine kıyamayan, annesine hayatı öğreten, minicik dünyasına kocaman sevgiler sızdıran oğlum.. Pamuk şekerinin yakışıklı abisi. Kuzum..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder